• shai hulud adlı güzide hardcore grubunun yan projesi. daha sert, daha hızlı, daha az melodik olmasıyla dikkat çekmektedir. send more paramedics adlı grupla da bir split albümü vardır ki tadından yenmez.

    http://www.mortiviventi.com/
  • indecision records'a bağlı bir fastcore grubu. çok güzel bir welcome to the jungle * coverları bulunmaktadır. this is a spark of life (2003) ve tales told by dead men (2005) olmak üzere iki adet ep'leri bulunmaktadır.
  • matt fox'un warmth of red blood dışındaki ikinci projesi.
  • max brooks'un zombie survival guide ve world war z kitaplarında bahsedilen olay. "alem zombi olmuş" lafı gerçeğe dönüşürse olabilecekler anlamına gelir.
  • olası bir kıyamet senaryosudur. salgın bir hastalık insanları zombilere çevirmektedir veya ölüler mezarlarından beyin yeme arzusuyla uyanırlar. olabilme olasılığı oldukça düşük görünse de, evde her zaman deri kıyafetler, motorlu bir testere ve bir miğfer bulundurma sebebidir.
  • televizyon için çekilmiş berbat bir zombi filmi. yine de zombi severlerin ilgisini çekebilir. malum ortamlarda bulabilirsiniz.

    http://www.imdb.com/title/tt1876547/
  • adında zombie geçen filmler parodidir genellemesi bu film için geçerli değil. zira kendini ciddiye alan bir film.

    ayırıcı özelliği bu dünyada elektrik olmaması. emt atılmış. emt nedir derseniz, bu elektromanyetik patlama. hatta bir filmin sonunda oluyordu da helikopter düşüyordu. yani nükleer bir durum değil. bildiğimiz yol filmi, ama yayan.

    nasıl bir dünyada yaşıyoruz ki cgi daha ucuz oluyor set efektlerinden? fışkıran kanlar, sonra katanalı bir kadın var onun kesme efektleri, after efekts diyeceğim olmayacak herhalde paintle filan yapılmış. bilgisayar oyunu gibi fışkırıyor kanlar.

    diyalog zayıf, oyunculuklar kötü ( kötü oyuncular ölme eğiliminde gerçi) durum böyle olunca soyunacaklar sevişecekler filan sanıyorum. porno film benzeri prodüksiyon değerleri sebebiyle.

    elektrik olmaması sebebiyle bir de, my name is earl'deki zenci adam için izlenebilir. yani tabii bir zombie sever olmak lazım baştan sona izleyebilmek için. iyi değil pek
  • eğer o gün gelecekse bir gün, yanınızda isteğeceğiniz tek kişi mahmut tuncer'dir. adam türküyle heder ediyor zombileri.
  • istanbul bu kategorideki filmler için gözden kaçmış bir vaha. bak şimdi, 3 dakika içinde uyduruyorum.

    devlet üniversitesinde profesör, tam çıkıp evine gitçektir, istanbul'a özgü bi terslik olur, neblim, elektrik kesilir, asfalt kazısı yapan ekskavatör su kollektörünü patlatır, fakültenin nizamiyesinin önündeki yol dere olur, kayıtların son günü olduğu ve online kayıt sistemi çöktüğü için hocalar rehberi oldukları öğrencilerin kayıtlarını yazılı olarak almak zorunda kalırlar falan, bi şekilde akademisyenimiz okulu terk edemez. gece geç saatte, karanlık okul, kilitli kapılar derken kendini bi laboratuvarda bulur. hayvanlar kafeslerinde değildir laboratuvarda. bi fare abiyi ısısrır. neyse abi odasına döner, kayıtları almaya ya da elekttriğin gelmesini beklemeye devam eder ama ufak tefek terlemeler, titremeler, garip şeyler peydah olur. gece yarısına az kala okulu terk edebilir hale gelir. bu arada gözleri kan çanağı haline gelmişti. burnu ve kulaklar kanamaya, kan öksürmeye başlamıştır. ve,

    metrobüse biner...

    burdan sonra o virüsü 15 dakikada 6,5 milyon istanbullu'ya bulaştırmak mı istersin, metrobüs'teki bi iş adamını atatürk havaalanı'ndan tokyo'ya mı gönderirsin artık, ingiltere'ye gönderip "28 ay sonra"ya mı bağlarsın sana kalmış.
hesabın var mı? giriş yap